13 Şubat 2012 Pazartesi

Sızma Zeytinyağlı Sade Kek


Sızma zeytinyağı mutfağımda en çok kullandığım yağ çeşidi. Bunu halis tereyağı takip ediyor ve bazı özel tariflerde de mutlaka kuyruk yağı veya iç yağı. Bir de bazı sütlü tatlılar ve pasta sosları için şüphesiz kakao yağı var sıkça kullandığımız.  Bir keksever olarak klasik sade kek çok özenerek yaptığım bir tarif ve bazı tarifler hariç hemen hemen tüm kek tariflerinde olduğu gibi sızma zeytinyağı ile yapıyorum. Yağlar anne rahmindeki yolculuğumuzdan başlayarak özellikle beyin gelişiminin sağlıklı gerçekleşebilmesi için çok büyük önem taşıyor hayatımızda. Vücudumuzdaki koruyucu zarların yapısı büyük ölçüde yağdan oluşuyor ve bu da beslenmemizde kullandığımız yağ kalitesinin önemini arttırıyor.


Sızma zeytinyağı, en fazla 30 dereceye kadar sıcaklıkta mekanik veya fiziksel işlemlerden geçirilerek elde edilir. Daha yüksek sıcaklıklarda zeytinyağı faydalı özelliklerini ve doğal yapısını kaybeder, sahip olduğu vitamin ve mineraller kaybolur. Dolayısıyla aldığımız yağın sızma olduğundan emin olmalıyız. Bir diğer önemli nokta da asitlik derecesidir. En kaliteli sızma yağların asitlik derecesi yüzde birin (%1) altındadır. Esasen zeytinyağını yemeklere pişme aşaması bittikten sonra katmak gerekiyor, böylece tüm şifalı özelliklerinden faydalanabiliriz. Sıcak yemeklerde de tereyağı gibi ısıya daha dayanıklı yağları tercih etmek gerekir. Bu en doğru kullanma şekli belki ama kek yaparken bol miktarda tereyağı kullanmak yerine sızma zeytinyağı ile yapmayı tercih edebiliriz. Zeytinyağını teneke veya cam kaplarda saklamak, cam şişede ise güneş ışığına direkt maruz bırakmamak lazım. Ağzını sıkıca kapamayı da unutmamalı.


Sıcak yemeklerde tereyağı hem sağlıklı hem lezzetli bir tercih. Günümüzde kuyruk yağı ve iç yağı bazı bölgeler hariç neredeyse hiç kullanılmıyor. Oysa bu yağlar sanıldığı gibi zararlı yağlar değil. En azından doğallar ve vücudumuzda eritilebilirler. Oysa sağlıklı diye sunulan ayçiçeği ve mısırözü yağı gibi hidrojenize edilerek sıcaklığa dayanıklılıkları ve raf ömürleri arttırılan yağlar çoğunlukla hibrit tohumlardan üretiliyorlar ve gördükleri işlemlerden sonra doğallıktan uzaklaşıyor; vücudumuzun hazmedemeyeceği hale geliyorlar. Bu halleriyle margarinden farksızlar. Yağlar hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz gıdalar ve hastalık ilişkisini kurabilen üç kitap tavsiye edebilirim:


Aidin Salih- Gerçek Tıp


Prof. Dr. Ahmet Aydın- 7′den 70′e Taş Devri Diyeti


Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay- Karatay Diyeti


Vücudumuzda birçok hormon ve vitaminin (D vitamini) sentezlenmesi için yağlar gerekiyor. Kalitesiz veya yetersiz yağ kullanımı çocuklarda büyüme ve gelişme bozukluklarına neden olurken yetişkinlerde de hormon düzensizliklerine yol açabiliyor. Vücudumuzdaki yağları korumanın en önemli yollarından biri de sentetik kimyasal temizleyiciler ve kişisel bakım ürünlerinden uzak durmak. En kaliteli yağlarla en doğru şekliyle ve ölçülerle beslensek dahi zararlı kimyasallarla muhatap oluyorsak gerek solunum gerek deri yoluyla bu maddeler vücudumuza yerleşir ve yüzeylerdeki yağları erittikleri gibi vücudumuzdaki yağları da eritmeye başlarlar. Diş macunundan şampuana, bulaşık deterjanından yüzey temizleyicilere kadar pek çok temizlik maddesinde binlerce eritici ve çözücü özellikte madde bulunur. Bedenimize ve çevreye zarar vermeden doğal maddelerle temizlik konusunda bilgilenmek isterseniz doğal temizlik bölümüne bir uğrayın derim.


Klasik Sade Kek


Malzemeler

3 adet doğal yumurta
2 su bardağı kaya şekeri (dilerseniz 1,5 su bardağı)
1 su bardağı sızma zeytinyağı
1 su bardağı doğal süt
3 cm çubuk vanilya
1,5 çay kaşığı karbonat
3 su bardağı kepeksiz doğal un


Yapılışı

Yumurta sarıları ile aklarını ayırın. Akları pandispanya keki hazırlarken olduğu gibi cam bir kavanoza alıp mikser ile iyice katı hale gelene kadar çırpın. Kıvamına geldiğini anlamak için mikserin ucunu havaya kaldırın, kar haline gelen akların damlamaması lazım. Yumurta sarıları ve kaya şekerini iyice çırpın, krem kıvamına getirin. Şekeri iyice eritmelisiniz. Sırayla sızma zeytinyağı ve doğal sütü ekleyin ve karışıma yedirin. Bu aşamada dilerseniz çubuk vanilya ekleyebilirsiniz. Ben evde çubuk vanilya kalmadığı için ekleyemedim. Bunun yerine çıtır çıtır dişime çarpmasını çok sevdiğim mavi haşhaş tohumundan 1 yemek kaşığı ekledim, eklenmese de olur sizin zevkinize kalmış. Unu ve karbonatı ekleyin, karbonatın üzerine limon sıkmayı unutmayın. Ben kepeksiz doğal un kullandım, eğer tam buğday unu kullanacaksanız -ki onunla da ayrı bir lezzeti oluyor- un miktarını yarım bardak azaltın. En son kar haline getirdiğimiz akları yavaşça karları fazla bozmadan ekleyin. Kaşık yardımı ile alt üst ederek homojenleşmesini sağlayın. Kar formunu bozmamalısınız ki bu daha pofuduk ve yumuşacık bir kek elde etmeyi sağlıyor. Önceden ısıtılmış 170 derecedeki fırında 40-45 dakika kadar pişirin. Ben


2 su bardağı süt,
1 yemek kaşığı doğal nişasta,
1 yemek kaşığı kepeksiz doğal un,
yarım su bardağı kaya şekeri ve
1 tatlı kaşığı tereyağ ile
bir muhallebi pişirdim ve kekin yarısına bu muhallebiyi dökerek servis yaptım. Sare’nin de çok sevdiği kısa zamanda bitirdiğimiz bu keki mutlaka yapmanızı öneririm.


Bu yazı daha önce SadeMutfak'ta yayınlanmıştır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...